MENU

KKDF Mevzuatı'nın Tarihçesi;

1980 öncesinde Türkiye'de ithal ikamesine dayalı bir ekonomi modeli uygulanırken, 1980 sonrasında dışa açılma ile birlikte ihracata dayalı sanayi stratejisi benimsenmiştir.

Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu 1980'Ii yıllarla birlikte ortaya çıkan bu ekonomi modeli doğrultusunda ihracatın ve yatırımın arttırılması amacıyla kurulan fonlardan birisidir.

1211 Sayılı T.C. Merkez Bankası Kanunu'nun 3098 Sayılı yasayla değişik 40/II-b,c maddesi ile 3182 Sayılı mülga Bankalar Kanunu'nun 37. ve 40. maddeleri uyarınca;

12 Mayıs 1988 tarihli ve 88/12944 Sayılı Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Hakkındaki Bakanlar Kurulu kararı ile "Kalkınma planı ve yıllık programlarda öngörülen hedeflere uygun olarak yatırımların yönlendirilmesi ve ihtisas kredilerinde kredi maliyetlerinin düşürülmesi" amacıyla T.C. Merkez Bankası nezdinde "Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu" kurulmuştur.

3182 Sayılı Bankalar Kanunu'nun, 4389 Sayılı Bankalar Kanunu ile 23.06.1999 tarihinde yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte, bu Kanunun 20/1-b maddesiyle fon   uygulamasına  devam edilmiştir.

03.07.2011 tarihinde ise Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 4684 Sayılı Kanun ile 4389 Sayılı Bankalar Kanunu  yürürlükten kaldırılmıştır.

Ancak 4684 Sayılı Kanunun Geçici 3/a maddesiyle; kaynak kullanımı destekleme fonu kesintilerinin bu konuda yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlere göre tahsil edilmeye devam olunacağına ve doğrudan genel bütçeye gelir.

kaydedilmek üzere Hazine hesaplarına intikal ettirileceğine, kesinti oranlarını O'a kadar indirmeye veya 15 puana kadar yükseltmeye veya kesintiyi tümüyle kaldırmaya Bakanlar Kurulu'nun yetkili olduğuna, kesintilerin tahakkuk ve tahsilinin Maliye Bakanlığı'nca vergi gelirlerine ilişkin yetkiler kapsamında takip edileceğine ve  kesintilerin tahsilince 6183 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağına karar verilmiştir.

KKDF uygulamalarına kaynaklık eden 12.05.1988 tarih ve 88/12944 Sayılı Kararnameye ilişkin olarak 26.08.1989 tarihli 20264 Sayılı Resmi Gazete'de Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu hakkında 6 sıra no'lu  tebliğ yayınlanmıştır.

12.05.1988 tarih ve 88/12944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın "Fonun Kaynakları" başlıklı 3. maddesinin (d) bendine ve 6 Sıra No'lu Tebliğin "Fona Yapılacak Kesintiler" başlıklı 2. maddesinin (d) bendine göre;

Kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan  ithalatta  %6 oranında fon kesintisi uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Bedelin ithalattan önce ödendiği Uluslararası ticarette kullanılan ödeme şekillerinden peşin, akreditifli ve vesaik mukabili ödeme şekillerinde ithalat işlemleri üzerinden fon kesintisi yapılmamaktadır.

4684 Sayılı Kanunun Geçici 3/a maddesi gereğince Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu'nun takip ve tahsiline yetkili kurum  Maliye  Bakanlığı gösterilmiştir.

Burada Kanun koyucunun Kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalatta %6 oranında fon kesintisi uygulanacağı hüküm altına alırken %6 oranında fon kesintisini ithalatın "ödeme şekline" bağladığı görülmektedir.

İthalatta "ödeme şekilleri" ise Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu'nun ithalata ilişkin hükümlerine göre Hazine Müsteşarlığı ve T.C. Merkez Bankası tarafından yapılan düzenlemeler ile belirlenmekte olup bu düzenlemeler ile belirlenen ödeme şekli "uluslararası kurallar" ile "bankacılık teamülleri"  çerçevesinde uygulanmaktadır.

Gümrük Vergileri teknik bazı özellikleri nedeniyle VUK'un kapsamı dışında bırakılmıştır.

Gümrük Vergileri 4458 Sayılı Gümrük Kanunu ve buna dayalı olarak çıkarılan Gümrük Yönetmeliği çerçevesinde tahsil edilmektedir.

4458 Sayılı Gümrük Kanunu'nun 3. maddesinin 9. fıkrasında "İthalat  Vergileri"  deyimi;  eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergileri ve eş etkili vergiler olarak tanımlanmış iken 07.07.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ve yayımı tarihinden itibaren   3  ay  sonra  yürürlüğe   giren   5911 Sayılı

Kanunun 1. maddesiyle yapılan değişiklikle "İthalat Vergileri" deyimi; eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükler olarak tanımlanmıştır.

Başka bir deyişle İthalat Vergileri tanımına mali yüklerde  dahil edilmiştir.

4458 Sayılı Gümrük Kanunu'nda yapılan bu tanımlama ile "Gümrük Vergileri"tanımı genişletilerek KKDF de mali yük tanımı içine sokulmuştur.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü 2013/39 sayılı 16.08.2013 tarihli Genelgesinde; Gümrük Vergilerinin bir listesinin Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği'nin 1 Numaralı ekinde yer aldığı belirtilerek, KKDF de Uzlaşmaya konu Gümrük Vergileri arasında gösterilmiştir.

11.04.2013 tarihine gelindiğinde ise aynı gün ve 28615 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair" 6455 Sayılı Kanun 4458 Sayılı Gümrük Kanunu'nun para cezasına ilişkin 234 üncü maddesindeki "Gümrük Vergisi" ibaresini "İthalat Vergileri" şeklinde değiştirmiştir.

11.04.2013 tarihinden itibaren KKDF İthalat Vergileri kapsamında değerlendirilmiş ve 234 üncü maddede yer alan; noksanlığa isabet eden ithalat vergilerinden başka vergi farkının 3 katı para cezası müeyyidesine tabi tutulmaya başlanmıştır.

Örneğin; ödeme  şekli  vadeli  olmakla  beraber KKDF ödenmeden işelemleri tamamlanan bir Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesine ilişkin olarak hiç alınmamış  KKDF ve 3 katı para cezası alınmaktadır.

Hal böyle iken; KKDF hakkındaki 12.05.1988 tarihli ve 88/12944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın "Müeyyide Uygulanması" başlıklı 8/d maddesinde KKDF ye ilişkin cezai müeyyide zaten yer almaktadır.

Görüleceği üzere Merkez Bankası'nca ihdas edildiği zamanlardan günümüze değin temelde Kredili işlemlerden alınan bir fon olan ve  para  politikası aracı olarak kullanılmış olan KKDF; zaman içinde Kanunlarda  yapılan  değişiklik  ile,   mali  yük olarak sayılmış ve sonrasında "Gümrük Vergileri" içinde kabul edilmiş ve kendi dayanak Kararında müeyyidesi bulunmakta iken 4458 Sayılı Gümrük Kanunu'ndaki ithal vergisi yanında 3 kat gibi ciddi miktarlar tutan para cezası söz konusu olmuştur.

KKDF takip ve tahsili konusunda Gelir İdaresi Başkanlığı Özelge ve Özelge mahiyetinde olmayan yazıları değişik tarihlerde yayınlamıştır.

21.03.2012 tarihli 31047 sayılı  Özelge mahiyetinde      olmayan      Gümrük      ve    Ticaret

2014 yılına gelindiğinde; 16.10.2014 tarihli 29147       Bakanlığı'na muhatap yazısında;

Sayılı Resmi Gazete'de  yayınlanan  2014/6852  Sayılı

"Vadeli İthalatta Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Kesintilerinin Takip  ve  Tahsili  Hakkında  Karar"ın 1 nci Maddesi ile vadeli ithalatda fon kesintilerinin takip ve tahsili münhasıran gümrük idarelerince yapılması ve tespit edilen fon kesintisi farklılıklarına ilişkin 4458 Sayılı Gümrük Kanunu'ndaki esaslara göre para cezası uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Kararın 3 ncü maddesi ise son derece önem arz etmektedir.

Bu maddeye göre;  Karar hükümlerini Gümrük ve

" ..KKDF kesintisi yapılmadan ithalatın gerçekleşebilmesi için mal bedelinin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce (gümrük beyannamesinin tescil tarihinden önce veya tescil tarihinde) ihracatçının yurtdışı hesabına transfer edildiğinin yukarıda sayılan belgelerden biri ile gümrük idaresine tevsik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ithalat bedellerinin yurtdışına göndermeksizin ihracatçının yurtiçindeki hesaplarına veya ihracatçı tarafından belirtilen firma/şahısların Türkiye'deki hesaplarına ödenmesinin ihracatçıya transfer olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığı..." görüşüne yer verilmiştir.

Ticaret Bakanı ile Maliye Bakanının yürüteceği     belirtilmektedir.

müştereken  04.12.2014   tarihli   119126    sayılı    Özelge mahiyetinde olmayan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na muhatap ithalat bedeli transferinin ihracatçı dışında yurtdışında  başka  bir  firmaya  yapılması  durumunda Maliye   Bakanlığı'nın    KKDF konusunda   yapmış       KKDF  uygulaması   konusundaki   yazısında yukarıda olduğu düzenlemeler;           bulunan görüşe  tekrar yer verildiği görülmektedir.

06.04.2015      tarihli       709003105-165.01.02(20)­

E.33390 sayılı Genelge ile İran'a uygulanan uluslararası müeyyideler nedeniyle bankacılık sisteminin çalışmadığı İran'dan yapılan ithalatlar için satıcı fırmaların satış faturaları üzerinde transferin yapılacağı firmanın unvanı ve banka hesap bilgilerini ayrıntılı olarak göstermesi ve ithalat bedelini faturada yer alan ihracatçının gösterdiği yurtdışındaki hesaplara gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce transfer edildiğini fatura ve ödemeye ilişkin belgelerin ibrazı suretiyle ilgili gümrük idaresine tevsik   edilmesi   kaydıyla   transferin   peşin ödeme

Bu yetki kapsamında 10.04.2015 tarihli ve 29322 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan KKDF Kesintileri Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca  Karar eki Listede yer alan malların kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre ithalatında KKDF kesintisi oranı % O (Sıfır) olarak tesbit edilmiştir.

Söz konusu Kararname tıpkı Özel Tüketim Vergisinde olduğu gibi Türk Gümrük Tarife Cetveli esas alınarak ayrıntılı olarak hazırlandığı görülmektedir.

kapsamında değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu             KKDF  kesinti  oranı  O  (Sıfır)  olarak  belirlenen hüküm altına alınmıştır.                                            ürünlerin   51  adet   Fasıl   kapsamı  ürünler olduğu

anlaşılmaktadır.

Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 23.6.2015 tarihli ve E.59769 sayılı ithalat bedelinin transferinin ihracatçı yerine faktoring firmasına yapılması durumunda KKDF uygulaması konusundaki yazısında ise ithalat bedelinin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce ihracatçı tarafından belirtilen yurtdışında yerleşik faktoring firmasına transfer edildiğinin gerekli belgeler ile gümrük idarelerine tevsik edilmesi halinde KKDF kesintisi yapılmasına gerek bulunmadığı görüşüne yer verilmiş olduğu görülmüştür.

12.08.2015 tarihli ve E.77903 sayılı KKDF'de Netting       (mahsuplaşma)  sistemi   uygulaması hakkındaki yazısında ise Türkiye'de yerleşik grup firmasının diğer ülkelerde yerleşik grup firmalarından gerçekleştireceği ithalata ilişkin ödemenin, NETTİNG sistemi üzerinden gerçekleştirilmesi durumunda, ithalat tutarının tamamının yurtdışına transfer edildiği hususu yazıda anılan gerekli belgeler ile ispat edilmiş olmayacağından gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce transferi tevsik edilmeyen ithalat tutarı üzerinden KKDF kesintisi yapılmasının gerekeceği görüşüne yer verilmiştir.

Vadeli İthalatında KKDF Kesintisi Oranı O (Sıfır) Olarak  Belirlenen   Mallara   İlişkin  08.04.2015  tarihli ve  2015/7511 Sayılı Karar;

KKDF kesinti oranlarını sıfıra kadar indirmeye veya onbeş puana kadar yükseltmeye veya kesintiyi tümüyle kaldırmaya  Bakanlar  Kurulu yetkilidir.

Bu Kararın 3 ncü maddesinde Karar hükümlerini Maliye  Bakanlığı'nın  yürüteceği belirtilmektedir.

16.10.2014 tarihli 29147 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2014/6852 Sayılı "Vadeli İthalatta Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Kesintilerinin Takip ve Tahsili Hakkında Karar"ın 1 nci Maddesi ile Vadeli ithalatda fon kesintilerinin takip ve tahsilinin münhasıran gümrük idarelerince yapılması hüküm altına alınmış ve Karar hükümlerini Gümrük  ve Ticaret Bakanı ile Maliye Bakanının müştereken yürüteceği belirtilmekte iken, 2015/7511 Sayılı Kararda Karar hükümlerini Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır.

Bu noktada vadeli ithalatta KKDF fon kesintilerinin takip ve tahsilinin münhasıran gümrük idarelerince yapılması söz konusudur.

Ancak ödeme şeklinin peşin  ithalat  sayılması ya da peşin sayılmayarak vadeli ithalat sayılması gibi ödeme şekline ilişkin ve dolayısıyla KKDF fon kesintisine tabi olup olmaması yönünden nihai kararların verilmesinde yetkili merci  Maliye Bakanlığı olmaktadır.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın KKDF konusunda yapmış  olduğu işlemler;

Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 21.03.2012 tarihli 31047 sayılı Özelge mahiyetinde olmayan Gümrük ve

Gümrükler Genel Müdürlüğü 2011/16 sayılı ve 18.03.2011 günlü Genelgesiyle KKDF kesintisi doğup doğmadığı hususunun gümrük idarelerince değerlendirilmesi için yükümlünün mal bedelini tescil tarihinden önce veya tescil tarihinde bankaya yatırdığı transfer bildirim formu/banka yazısı ile gümrük idarelerine tevsik etmesinin yeterli olduğunu bildirmiştir.

Gümrükler  Genel  Müdürlüğü  2013/21  sayılı ve

Ticaret  Bakanlığı'na  muhatap  yazısındaki  " ..KKDF    28.06.2013 tarihli Genelgesiyle bankacılık sisteminin

kesintisi  yapılmadan  ithalatın  gerçekleşebilmesi  için   kullanılmadığı   veya   kullanılamadığı   durumlarla mal bedelinin gümrük yükümlülüğünün başladığı sınırlı ve bu ilkelerle yapılan ticarete  mahsus  olmak tarihten önce (gümrük beyannamesinin  tescil  üzere,  ödeme  şeklinin  takas  olarak  beyan  edildiği tarihinden önce  veya  tescil  tarihinde)  ihracatçının  hallerde  Genelgede  belirtilen  şartların  yerine  getir­ yurt dışı hesabına transfer  edildiğinin  yukarıda  ilmesi durumunda  takas  işlemlerinde  KKDF kesintisi sayılan  belgelerden  biri  ile gümrük  idaresine  tevsik  yapılmayacağını bildirmiştir.

edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, ithalat bedellerinin yurtdışına göndermeksizin ihracatçının yurtiçindeki hesaplarına veya ihracatçı tarafından belirtilen firma ve şahısların Türkiye'deki hesaplarına ödenmesinin ihracatçıya transfer olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığı... "şeklindeki değerlendirilmesinin    göz     önünde   bulundurulması

Gümrükler Genel Müdürlüğü 2013/39 sayılı ve 16.08.2013 tarihli Genelgesiyle 4458 Sayılı Gümrük Kanunu'nun 6455 sayılı Kanunla değişik 234/1-a maddesinin değişmesi ile ilgili olarak yapılacak işlemler hakkındaki açıklamalara yer vermiştir.

hususunun   Gümrükler   Genel Müdürlüğü'nce  Bölge              Nakit Havuzu (Cash Pooling)I Genel Havuz Hesabı

Müdürlüklerine muhatap 01.10.2012 tarihli ve 20273       /   Dolaylı   Ödeme   ile   çalışan  Uluslararası  Grup sayılı yazıyla  bildirilmiş olduğu görülmektedir.         Sirketlerinin  KKDF kesintisi yönünden durumları;

Uluslararası grup şirketlerinin finansman ihtiyaçlarını öncelikle kendi kaynaklarından kullanarak karşılamaları doğal bir harekettir.

Grubun bir bölümünde ortaya çıkan nakit fazlası grubun diğer taraflarında kullanılabilmesi gerekli vergisel kurallara uyulması şartıyla mümkün bulunmaktadır.

28.02.2008 tarihinde yayınlanan 32 Sayılı Karara ilişkin 2008-32/34 Sayılı Tebliğ ile Türkiye'de yerleşik kişilerce yurtdışında pay sahibi oldukları ortaklıklara, yurtdışındaki ana şirkete ve grup şirketlerine döviz yada Türk Lirası kredi açma imkanı getirilmiştir.

Bu sağlanan imkan ile uluslararası çalışan grup şirketleri nakit havuzu (Cash Pooling)ya da başka bir değimle Genel Havuz Hesabı oluşturmuşlardır.

Ülkemizde faaliyet gösteren Uluslararası grup şirketlerinin başka ülkede bulunan finansman merkezlerince finansal işlemler ülke bazında yapılan Sözleşmeler  ile yürütülmektedir.

Bu noktada çok uluslu şirketin finans merkezince Genel Havuz Hesabı veya Dolaylı Ödeme Sistemi kullanılmaktadır.

Gruba bağlı bir şirketin başka ülkede bulunan diğer bir şirketten yaptığı ithalatın bedeli malı ihraç eden şirket yerine finans merkezine gönderilmektedir.

Finans merkezi ise ithalat beyannamesinin tescil tarihinden önce ya da aynı gün içinde ihracatçı grup şirketi hesabına alacak kaydetmektedir.

İşte bu noktada Maliye Bakanlığı'nca KKDF konusunda çıkarılan Özelge ve Özelge niteliği olmayan yazılar dahilinde uluslararası grup şirketlerinin finans merkezlerince yapılan bu uygulamada ithalat bedeli ithalatçı firmaca beyannamenin tescil tarihinden önce yada aynı gün finans merkezine gönderilerek ihracatçı firma hesabına alacak kaydedilmesine karşın transfer edilmemiş   kabul  edildiğinden   dolayı   ödeme şekli

peşin ödeme sayılmamakta, vadeli ithalat addolu­ narak % 6 KKDF fon kesintisi uygulanma durumu ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca KKDF Gümrük Vergisi kabul olunduğundan Gümrük Kanunu para cezası hükümleri devreye girmekte ve 234 ncü madde uyarınca asıl tutar yanında KKDF tutarının üç katı ceza uygulanması durumu  ortaya çıkmaktadır.

Ortaya çıkan bu tablo Genel Havuz Hesabı veya Dolaylı Ödeme sistemi kullanan uluslararası firmaların finansman işleyiş yapılarına ters düşmektedir.

Bu uygulama Ülkemizde  faaliyette bulunan dünya çapında tanınmış uluslararası firmaları finans yönetimi bakımından zora sokan  bir  uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kaldı ki bu firmalar başka ülkelerde KKDF uygulaması bize has bir uygulama olduğundan bu  tür bir sıkıntı ile karşılaşmamaktadır.

Diğer taraftan; ithal aşamasında gümrük idare­ sine beyan yapılır iken giriş beyannamesinde "ticaretin yapıldığı ülke" ile "eşyanın geldiği ülke" ayırımı yapılmakta iken KKDF uygulamasında kanun koyucu bu defa ithalat bedeli tutarının beyannamenin tescilinden önce/aynı gün içinde ihracatçı firma hesaplarına çok uluslu firmanın başka ülkede bulunan ve finansı yöneten merkezce aktarılmasını ya da alacak kaydedilmesini kabul etmemekte ve bu nedenle genel havuz hesabını kullanan uluslararası firmalar ağır para cezaları ile karşı karşıya kalmaktadırlar.

SONUÇ;

Aslolan Hazine Müsteşarlığı'nca mevzuatın çıkarılması iken uygulamada Hazine Müsteşarlığı devreden çıkmış, Maliye Bakanlığı GİB KKDF ye ilişkin bağlayıcı karar ve görüş verirken, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'da bu  karar ve  görüşler dahilinde  hareket ederek olmuştur.

KKDF Kanunlarda yapılan değişikler ile önce mali yük olarak sayılmış ve sonrasında Gümrük Vergileri içinde kabul edilerek kendi dayanak Kararında müeyyidesi bulunmakta iken 4458 Sayılı Gümrük Kanunu'nun para cezası ile ilgili 234 ncü maddesindeki asıl vergi yanında 3 misli cezası söz konusu olmuştur. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'ınca KKDF takip ve tahsili konusunda 2012 yılı başından itibaren          konuya  ilişkin     Özelge   ve           Özelge

mahiyetinde olmayan yazılar yayınlanmıştır.

Gelir     İdaresi   Başkanlığı'nın".. KKDF  kesintisi yapılmadan ithalatın gerçekleşebilmesi için mal bedelinin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce (gümrük beyannamesinin tescil tarihinden önce veya tescil tarihinde) ihracatçının yurtdışı hesabına transfer edildiğinin yukarıda sayılan belgelerden biri ile gümrük idaresine tevsik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ithalat bedellerinin yurtdışına göndermeksizin ihracatçının yurtiçindeki hesaplarına veya ihracatçı tarafından belirtilen firma/şahısların Türkiye'deki hesaplarına ödenmesinin ihracatçıya transfer olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığı..." şeklindeki değerlendirilmesi KKDF uygulamasına yön vermiştir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ise yukarıdaki görüş/görüşler dahilinde hareket edilmesi hususunda

Gümrük idarelerini bilgilendirmiştir.

2014 yılında yayınlanan 6852 Sayılı Karar ile vadeli ithalatta fon kesintisi takip ve tahsilinin münhasıran gümrük idarelerince yapılması kararlaştırılmış ve Kararın Maliye Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca yürütüleceği kararlaştırıimıştır.

Bu arada 2015 yılında İranla yapılan işlemlerde ve takas yolu ile yapılan işlemlerde KKDF uygulaması konusunda istisnai düzenlemeler yapma gereği ortaya çıkmıştır.

Ayrıca ithalat bedelinin gümrük yükümlüğünün başladığı tarihten önce  ihracatçı  tarafından belirlenen yurtdışındaki faktoring firmasına yapılan transferin gerekli belgeler ile  gümrük  idaresine tevsik edilmesi halinde KKDF kesintisi yapılmasına gerek  bulunmadığı kararlaştırılmıştır

Ve en son 2015 yılınnın ortalarına doğru KKDF uygulamasında Bakanlar Kurulu'na tanınan yetki çercevesinde Türk Gümrük Tarife Cetvelindeki 51 fasılda yer alan liste kapsamı malların KKDF kesinti oranı O (Sıfır) olarak belirlenmiş ve Karar hükümlerinin yürütülme  yetkisi   Maliye  Bakanlığı'na  verilmiştir.

Ülkemizde faaliyette bulunan dünya çapında tanınmış uluslararası firmaların finans merkezince Cash Pooling / Genel Havuz Hesabı / Dolaylı Ödeme Sistemi kullanılmaktadır.

Gruba bağlı bir şirketin başka ülkede bulunan diğer bir şirketten yaptığı ithalatın bedeli malı ihraç eden şirket yerine finans merkezine gönderilmektedir.

Maliye Bakanlığı'nca KKDF konusunda çıkarılan Özelge ve Özelge niteliği olmayan yazılar dahilinde uluslararası grup şirketlerinin finans merkezlerince yapılan bu uygulamada ithalat bedeli ithalatçı firmaca beyannamenin tescil tarihinden önce yada aynı gün finans merkezine gönderilerek ihracatçı firma hesabına alacak kaydedilmesine karşın transfer edilmemiş kabul edildiğinden dolayı ödeme şekli peşin ödeme sayılmamakta, vadeli ithalat addolunarak % 6 KKDF fon kesintisi uygulanma durumu  ortaya çıkmaktadır.

Ülkemizde       faaliyette        bulunan       uluslararası firmaların Cash Pooling/Genel Havuz Hesabı/Dolaylı Ödeme Sistemi kullanarak yapmakta olduğu KKDF uygulamasında; gruba dahil bir firmaca başka diğer bir grup firmasından yapılan ithalat bedeli tutarının ithalatçı firmaca beyannamenin tescil tarihinden önce başka ülkede bulunan finans merkezine gönderilerek ihracatçı firma hesabına aynı gün içinde alacak kaydedilmesi ya da transferinin yapılması ve bu durumun gümrük idaresine tevsik edici belgeler ile tevsik edilmesi halinde ithalatın peşin ödeme olarak kabul edilmesinin ve bu yönde KKDF'da gerekli mevzuat düzenlemesi yapılmasının ithalat bedelinden Fon tahsilatı yapma amacına ters düşmeyeceği         ve   böylece günümüz çağdaş uluslararası finans yöntemlerinin iç mevzuatımız ile uyumlu hale getirilmesini sağlayacağı düşünülmektedir.

Öte yandan; bütün bu anlatılanlardan görüleceği üzere halen ismi "Fon" olarak çağrılan ancak Gümrük    Vergisi    statüsü   verilen       KKDF  ve

Netting           (mahsuplaşma)           sistemi uygulamasında kabul görmemiştir.

KKDF uygulamaları      karmaşık  mevzuatı yanında giderek önemini daha da artıracaktır.

Online Gümrük

Dış Ticaret’in her aşaması ile ilgili raporlama ve arşiv hizmeti SYK Web Online ile hizmetinizde… <b>Dış Ticaret</b>’in her aşaması ile ilgili raporlama ve arşiv hizmeti <b>SYK Web Online</b> ile hizmetinizde…

SYK WEB ONLINE NELER YAPABİLİRSİNİZ?

Özelleştirilmiş Gösterge Ekranı
Beyanname Sorgulama
Mevzuat Arama
GTİP Arama
Antrepo Stok Takibi
Finans Raporları
Süre Sonu İşlem Takip
Ürün Listeleme
Dahilde İşlem Takibi
Grafik Raporları
Dosya Statüleri İzleme Takibi